Reklam
Reklam
PAMUKKALE TV DENİZLİ'NİN İLK UYDU KANALI

Genç Kızılay Aydın, Bosna’da Katliamı Andı…

Genç Kızılay Aydın, Bosna’da Katliamı Andı…
Reklam

Geçtiğimiz yüzyılın İkinci Dünya Savaşı dışındaki en büyük sivil katliamı olan, Yugoslavya İç Savaşı sırasında Sırp askerler tarafından Boşnakmüslüman sivillere yapılan Srebrenitsa Katliamı,aradan geçen 24 yılın ardından Marş Mira (Barış Yürüyüşü) ile anılmaya devam ediyor.

Marş Mira Yürüyüşü Nedir

Esas adı “Ölüm Yürüyüşü” olan Marş Mira, 1995 yılında Sırp askeri güçlerinin Birleşmiş Milletler’e ait bir güvenli bölge olan günümüz Sırbistan sınırındaki Srebrenitsa Kenti’ni, Hollandalı Barış Gücü askerlerinden alması ile başlayan soykırımın, Boşnak Sivillerin otobüslerle bir akü fabrikasında kurşuna dizildiklerinin farketmesinin ardından yaşanmıştır.

2005 yılından beri yapılan Marş Mira (Barış Yürüyüşü) katliamdan kaçmak için Srebrenitsa’dan bir başka “güvenli bölge” olan Nezuk’a dağları aşarak ulaşmaya çalışan Boşnakların, bu ölüm güzergahının tam tersi yönde yapılmaktadır. Aslında tam bir ölüm yürüyüşü olan bu kaçışa yaklaşık 15000 Boşnak, yaşlısıyla çocuğuyla kadınıyla genciyle tamamen silahsız bir şekilde başlamış ancak Sırp Cumhuriyet Ordusu ve paramilterbir grup olan ve kendilerine “Akrepler” diyen özel güvenlik güçlerinin döşediği mayınlar, hedef gözetmeksizin yaptıkları havan topu ve tank atışları ve keskin nişancılarla sivilleri katletmesi ile ancak 5000 civarı insan Nezuk’a ulaşabilmiştir. Sırp askerler bu ölümler sonrasında akü fabrikasında ve dağlarda öldürdükleri binlerce insanı parçalayıp dışarıdan belli olmayacak şekilde yerel bitkilerle kaplı toplu mezarlara gömmüşler, hatta öyle gözleri dönmüş ki bu toplu mezarları bile buldozerlerle tekrar tekrar açıp defalarca yerlerini değiştirmişlerdir.

Yaptıkları soykırım ortaya çıkmasın diye her türlü detayı profesyonelce ve ince ince düşünen Sırp komutanlar doğanın kadim bilgeliğini aşamamışlardı. Zamanla cesetlerin toprağı beslemesi sonucu toplu mezarların üstünde Artemis adındaki çiçekler oluşmaya başladılar. Ardından sadece bu çiçeklerle beslenen mavi kelebeklerin bölgede çoğalması ile dikkatler bu kelebeklerin üstüne yoğunlaştı. Araştırmalar sonucu ve yerel basının büyük etkisi ile halk kelebekleri şehirlerden kovmaya ve takip etmeye başladı. Sonrasında bu kelebeklerinyoğunlaştığı yerler tespit edilerek 300’ü aşkın toplu mezar bulundu. Kurulan Toplu Mezar Enstitüsü 19 yıldır yaptığı çalışmalarla 20.000 kişinin cesedine ulaşmış olsa da 2000 kişinin kimliği hala tespit edilemedi. 

Genç Kızılay Aydın Marş Mira’da

Bu yürüyüşe Aydın İl Temsilcisi olarak katılan Genç Kızılay Aydın İl Başkan Yardımcısı Ahmet Salih Aydınoğlu“ Bizlerin “ Unutulan soykırım tekrarlanır, unutma ki tekrarlanmasın” sloganıyla katıldığımız yürüyüşe, Kanada’dan, İran’dan, Almanya’dan, Amerika’dan ve bir sürü ülkeden binlerce insan katılmıştı. Yürüyüşün zorluğuna yağmur eklendi ve çamur kaplı yollarda zorlukla yürürken gördüğümüz, soykırımdan kaçan insanlara ait çantalar, konserveler, kıyafetler, ayakkabılar bizleri coğrafyanın zorluğundan daha çok etkiledi. O mazlumların yolunun tersine barış için ve bir daha soykırımlar, katliamlar yaşanmasın diye yürürken iliklerinize kadar hissettiğiniz duygular tarifsiz bir hüznü çaresizlik içinde içinize işliyor. Silahsız bir şekilde anneniz, eşiniz, kardeşlerinizle kaçarken belki bir havan topu belki bir mermi sevdiklerinizi bu dünyadan alıp götürecek ve insan hırsının bu en şeytani halinin nedenini bile soramayacaksınız karşılık bile veremeyeceksiniz. Evladınız niye öldürüldü, tecavüzlerin, işkencelerin bu zulmün sebebi ne soramayacaksınız. Ya kaçacaksınız ya da öldürüleceksiniz. İnanıyorum ki o dağlar o orman masumların çocukların çığlıkları aç susuz annelerin feryatları çaresiz babaların ah’ları ile yankılanırken ağaçlar köklerinden nefret etmişlerdir” sözleri ile duygularını belirtti.

Yürüyüşün ertesi günü yapılan törenle yeni tespit edilip toplanan şehitlerin definlerinin yapıldığını da belirten Aydınoğlu, “Aileler katliamdan 24 yıl sonra hala şehitlikte evlatlarının, eşlerinin, kardeşlerinin yanlarında hüzünle oturmaktaydılar. Hayatımda böyle duygusal yerde bulunmadım. İnsanların yüzlerindeki o tarifsiz ifadeyi gördükten sonra bir daha o şehitlikte hiçbir şehit ailesinin yüzüne bakamadım. Dillerini anlamadığım ama duygularını paylaşmaya çalıştığım Boşnak halkının şahsım ve Genç Kızılay Aydın teşkilatım ve ülkem adına her zaman yanında olacağım. Bu zulmün unutulmaması ve tekrarlanmaması için elimden gelen çabayı göstereceğim” dedi. Sözlerini ise Merhum Komutan Aliyaİzzetbegoviç’in ünlü sözü ile tamamladı. Soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ